kilotlar

Merhaba.. 38 yaşındayım evliyim.. İnanılmaz kilotlu çorap hastasıyım.. Hasta darken, giyme anlamında değil de, hanımlarda enfes bir detay olduğuna inanıyorum.. Benim hikayem, ne bir fantazi, ne de hayel ürünüdür, tamamı yaşanmış ve gerçektir, iki hafta öncesiydi,ten, benim gibi evil, İstanbul’da yaşayan, 45 yaşlarında bir bayanla, üstelik asla sex konusuna girmeden düzeyli olarak mesaj alıp veriyorduk.. Benim için monoton giden evlilikte, bir nefes gibi birşeydi.. 3 ayı geçkin bir yazışmadan sonra, birbirimize resimlerimizi göndermiş, eğer güven alırsak, o resimlerden sonra telefonlarımızı vermeye karar vermiştik, bana gönderdiği resim karşısında adeta şok olmuştum.. Yooo öyle açık saçık bir resim kesinlikle değildi.. Üstelik uzun dar bir elbise vardı üzerinde.. Elbisenin boyu da nerdeyse dizlerinin bir karış altında olmalıydı.. Beni etkileyen resimde, o sivri burunlu, yüksek topuklu, parıl parıl parlayan, siyah topuklu ayakkabısı, ve de gene likralı parlayan, ten rengi çorabıydı.. Benim gibi kilotlu çorap sevenler çok iyi bilir.. Topuklu ayakkabı, ince çoraplı ayaklar, enfes detaylardır.. Resimler hakkında, yorum sırasında, ben onun tabiri ile bana taktığı İstanbul beyfendisi tipi gitmiş, çorapların kışkırtıcı sihiri yüzünden, çılgın bir herif olup çıkmış, ona tüm özelimi bir solukta yazıvermiştim.. Onun, hem de o çorapla, o resimdeki çorapla kaplı heryerini yalamayı, emmeyi, okşamayı, dilimle, asla çıkartmadan, asla ileri gitmeden, çorap üzerinden, ona doymak istediğimi yazmıştım.. Bir müddet ondan cevap almayınca, kendime çok kızmış, hayvanlığıma kahır olmuştum, ancak, kısa bir zaman dilimi içersinde, ondan aldığım “kilotlu çorabımı asla çıkarmayacaksın, fazlasını asla istemeyeceksin, aksi takdirde beni kaybedersin” mesajını aldığımda, dünyalar benim olmuş, sevinçten kıçım tavanlara erişmişti, telefonunu vermemişti, belki de haklıydı.. Birden sexe bu şekilde ve hızlı bir şekilde girmem, onda hayal kırıklığı yaratmış olabilirdi, beklemiyordu, üstelik 2 çocuk annesi ve eşinden başka bir erkek girmemiş olması hayatına, onda bazı kavram kargaşaları, olmazsa olmazlar yaratması gayet doğaldı.. Ona tüm mesajlarımda, çorapların üzerinden yapacaklarımı yazıyor, onu tahrik etmeye çalışıyor, adeta yazarken boşalıyordum,ve kesinlikle onunla cinsel bir birleşme olmayacağı konusunda telkinlerde bulunuyordum.. Sonuçta pornografi değildi arzum,erotik oyunlar.. Nihayet buluşmak, 3 saatliğine beraber olabilmek kaydıyla, randevulaştık.. Onu arabamla bulunduğu yerden alıp, Şile yolunda arabamla yola devam ettik.. Aynı o resimde istediğim gibi giyinmişti.. Ten rengi likralı kilotlu çorap ve siyah uzun, sivri burunlu, ince topuklu ayakkabı.. Onu gördüğüm andan berianım pantolunuma sığmaz olmuştu.. Yol boyunca onu yiyecek gözlerle değil de, aksine, onu telkin edici ve yumuşatıcı davranış ve hareketlerimle mest etmiştim.. Uygun bir yere arabayı çekip, sohbetimize devam ediyorduk.. 3 saatlik süremizin 1 saati geçmişti bile.. Usulca bacak bacak üstüne attığı, bir bacağını kucağıma alıp konuşmaya devam ettim.. Tek parça elbisesinin eteklerini düzeltmişti.. Diz kapaklarında idi ve titriyordu.. İnanılmaz tahrik olmuştum.. Diz kapağından yukarı çıkmak yok demişti.. Kabuldu.. Ona gerçekten kanıtlamalıydım.. Ben biteviye kadınanı açlığı değildi ki.. O parlak siyah ayakkabısını çıkarmadan, kenarlarını dilimle yalarken, baldırlarını okşuyordum.. Öyle harika bir duygudur ki, elin naylonla teması, sadece ph seven dostlar bilir bu duyguyu, usulca ayakkabısının tamamını çıkarmadan, topuk kısmından yalamaya başladım, dilimle oçoraplı pempe topuklarını öyle emiyordum ki.. Ayakkabısını çıkarıp da o ayak tabanlarını emdiğimde, titreyerek boşalmaya başlamıştım bile..Bu arada, o da gözlerini kapatıp önünü okşadığını, kilotlu çorabın kayganlığı sayesinde, elbisesinin açıldığını, onun beyaz tangasını, kilotlu çorap içindeki inanılmaz görüntüsünü inanın buraya yazmaya satırlar yetmez.. Tam 1.5 saat, her iki ayağını, her tarafını, parmaklarını, tabanlarını, çorapları sırılsıklam olana kadar yaladım, sanırım 2 kere boşalmıştım.. Sonra mı? Sonrası.. O gün sözümde durdum ve diz kapağını asla geçmedim, ve onu evine bıraktım, bir dahaki sefer de bana gene çoraplarını asla çıkarmama kaydıyla, her yerini verdi.. Bu hikayem yayınlandıktan sonra devam edeceğim.. Heyyy hanımlar, o kadar etkili bir silahınız var ki, kilotlu çoraplarınızın sihiri ile, dünyayı mahvedebilir misiniz, buna bir şey diyemem, ama beni yok ediyorsunuz

Bir cevap yazın