eşimin ilgisizliği ( uzun sex hikayesi )

          -“Tiyatro gösterisi bu akşam… Geleceksin değil mi?”  diye sordum nescafe fincanının üzerinden…-“Yetişmeye çalışırım, işler çok yoğun bugünlerde…” diye homurdandı kocam gazeteden başını kaldırmadan…Ayı, konuşmak için az önce yeni ısırdığı tostunu yutmayı beklememişti. Ağzını açtığında yediği tostun ayrıntılarını görmek zorunda kaldım bir an, aceleyle gözlerimi bu iğrenç manzaradan kaçırıp midemin bulantısını güçlükle bastırdım.  Artık oğlunun rol aldığı oyuna baba olarak gelmesinin şart olduğunu anlatmaya, gelmesi için ısrar etmeye gücüm kalmamıştı. İçimi çekerek omzumu silktim. On yıldır evliydim bu adamla ve biliyordum ki ne kadar dil döksem, yine bildiğini okuyacaktı. Ve hala yemek yerken konuşmaması gerektiğini öğrenememiş bir ayı ile evli olduğum gerçeğini değiştiremeyecektim.Kalkıp az önce okul servisine yetişmek için koşarak çıkan minik oğlumun odasını toplamaya gittim. Bir yandan da neden bu adama katlanıyorum hala diye düşünüyordum. Oğlumun pijamasını katlamak için elime aldığımda kokusunu içime çektim. İşte buydu sebebi… Oğlum… Onun mutsuz olmasına, anne babasının boşanma aşamalarını izlemesine dayanamazdım. Oğlum evdeyken kocamla tartışmıyordum bile kavgamıza tanık olmaması, etkilenmemesi için… İçime atıyordum her şeyi…Görücü usulü evlendiğim, 17 yaşımdayken ailemden istemeye geldiklerinde zenginliğiyle, parasıyla gözünü kamaştırdığı babamın damat diye üstüne atladığı adam, evlendikten sonra baş başa yaşamaya başladığımızda gerçek yüzünü göstermişti bana… Kadın ruhundan anlamayan, benimle vakit geçirmektense erkek arkadaşlarıyla maç, balık, kumar muhabbetini daha çok seven,  ev ve aile kavramlarını sadece ihtiyaçları maddi yönden gidermek olarak algılayan bir erkek…İlk evlendiğimiz dönemde bana olan ilgisi kısa zamanda alışkanlığa dönüşerek bitmişti. Hele çocuğumuz doğduktan sonra karı koca ilişkimiz iyice kötülemişti. Evde kadın var mı yok mu görmüyor, canı istediğinde ya da benim zorlamamla yatıyordu benimle… O yatma da öyle kısa sürüyordu ki daha ben ne olduğunu anlayamadan bitiveriyor, sırtını dönüp horlamaya başlıyordu.İlgisini çekebilmeyi denedim bir süre… Kıskandırmak istedim. Çocuk yokken açık saçık giyindim, iç çamaşırı kullanmadım. Dışarıda uzun bacaklarımı gösteren mini etekler, yırtmaçlar, dekolte bluzlar giydim. Ama maalesef, adam umursamıyor bile, tam bir kör… Genç bir kadınım. Tam seksi doyasıya yaşamam gereken bir yaştayım. Benim de ihtiyaçlarım var. Utanarak söylemek zorundayım, hem de oldukça fazla ihtiyacım var. Sürekli sekse aç olduğumdan mı abartıyorum bilmiyorum ama yabancı bir erkek elimi tutsa değişik duygulara kapılmaya başladım. Hele Kemal…Oğlumun sınıf öğretmeni Kemal… O aklıma gelince ürpererek gözlerimi kapadım. Oğlumun okulunda okul aile birliği başkanı seçilmiştim. Öğretmeni genç ve yakışıklı biriydi ve bekardı.  Toplantılarda sürekli beraber oluyorduk. Hele bu sene oğlumun okulda yapılacak gösteri ve oyun için her gün çalışmalara katılması nedeniyle daha sık görmeye başlamıştım onu… Provalara beraber gidiyorduk. Oyunun başarılı olması için sürekli ilgileniyor, giysilere, çocukların hazırlanmasına, her şeye koşturuyordum. Çocuklara oynayacakları roller ve ezberleri için yardım ediyordum. Kemal bey yanıma gelip bir şeyler söylüyor, bir şeyler istiyor, bir telaşla günlerimiz birlikte geçiyordu.Okulun tiyatro salonunda hazırlanıyorlardı gösteriye.. Arkada minik bir kulisi vardı. Çocukların giysileri, dekorlarla doluydu daracık yer… Etrafımızda minikler cıvıl cıvıl, onları zaptetmeye çalışırken, içeriye dışarıya gidip geliyor, şakalar yapıp gülüşüyorduk. Bir ara çocuklar ve Kemal beyin içeriye gireceği sırada ben çıkmak istedim, ikimiz aynı anda kapıda sıkıştık. Geçmek isterken bedenlerimiz birbirine yapıştı, göğüslerim onun göğsünde ezildi. Bir başka gün başroldeki çocuğa yapacağı takla hareketlerini ikimiz beraber gösteriyorduk. Dengesini kaybeden çocuğu düşmemesi için ikimiz iki yanından atılınca eli benim göğsüme geldi, straplez bluzumun üzerinden göğsümü tuttu. Çocuğu düzeltene kadar o şekilde kaldı eli… Ne yaptığını anlayınca da göz göze geldik. Ateşe değmiş gibi elini çekti. Yüzü kızardı,-“Şey, özür dilerim… İnanın bilerek olmadı…” dedi.-“Olur böyle şeyler hocam, önemli değil, kendinizi üzmeyin…” diyerek gülümsedim. Ama içim içime sığmıyordu. Bilerek yapıp yapmadığı konusunda emin değildim.O günden sonra ilişkimiz değişti. Sizli bizli olmaktan çıkmıştık. Ne zaman baksam bakışlarını üzerimde yakalıyordum. Yeni yetme çocuklar gibi telaşla başını çeviriyor, kızarıyordu yakalandığında… Benim de hoşuma gidiyordu onu etkilemek… Eh, güzel kadınım ne yalan söyleyeyim… Hele artık tarz haline haline getirdiğim açık giysilerim, mini eteklerimle her görenin baktığı bir kadınım… Benden genç olmasına rağmen bu yakışıklı öğretmenin ilgisini çekmek kadınlık gururumu okşuyordu. Provalarda bana dokunuşları, güzel gülüşü, bana hayran bakışları geceleri rüyalarıma girmeye başlamıştı. Kocam yanımda yatarken, üstüme çıkıp bacaklarımın arasında gidip gelirken ben gözlerimi yumup O’nu, onunla seviştiğimi hayal ediyordum. Her gece değişik senaryolar yazıyor, kuliste, sahnede, evimde, yatağımda Kemal’le sevişirken boşalıyordum.Sonunda gösteriyi yaptık. Kocam başladıktan sonra geldi. Bitmesine yakın da işi olduğunu bahane edip ayrıldı. Benimse telaştan onu görecek gözüm yoktu. Çocuklar çok başarılı oldular. Diğer birkaç veliyle beraber çocuklara yardım ediyor, sahne giysilerini değiştiriyor, koşuşturuyordum. Oyun ve bizim telaşımız bitti, herkes beğendi. Seyirciler oyun sonunda alkışlarken Kemal elimden tutup unutulmaz maddi ve manevi yardımlarım nedeniyle sahneye beni de çıkardı. Utandım, yüzüm kızardı. Etrafımızdaki miniklerle beraber, Kemal’in eli elimde seyircileri selamlarken çok mutlu oldum.Herkes dağıldı. Oğlum dışarıda bizi beklerken biz aceleyle sahne arkasında gelişigüzel saçılmış giysileri toparladık. Son elbiseyi askılayıp yerine koyarken ellerimiz birbirine değdi. Elektrik çarpmış gibi oldum. Gözgöze geldik. Çok sevinçliydi.-“Her şey için teşekkür ederim Gül…” dedi o sevinçle, kollarını açıp sımsıkı sarıldı. Beklemiyordum, şaşırıp kaldım. Bir şeyler mırıldanıp sevincine ortak olmak için ben de ona sarıldım. Göğüslerim ezildi, öyle sıkıyordu beni kollarında… Traş losyonuyla karışık erkek kokusunu alabiliyordum. Daha  doyamadan da bıraktı beni… Utanmış, yüzü kızarmıştı. Benim de… Ama benim kızarıklığım utanmaktan değil, içimdeki ateştendi. Kollarının arasında biraz daha kalabilmek için çok şey verebilirdim.-“Şey… Özür dilerim… Sevinçten…” dedi. Gülümsedim, elimi koluna koydum,-“Özür dilemene gerek yok Kemal… Ben de senin kadar seviniyorum. Çok güzel oldu her şey… Beni onore ettiğin için ayrıca teşekkür ederim…”Gözgöze geldik bir an… Bir şeyler söylemek istedi, vazgeçti. Onun yerine ışığı kapatıp bizi bekleyen oğlumun yanına gittik. Eve nasıl döneceğimizi düşünmeyen kocamın yerine Kemal arabasıyla bizi eve bıraktı. Arabadan inip vedalaşırken elimi sıktı. Normalden biraz daha uzun tuttuğu elimi kavrayan eli ateş gibi yanıyordu..  Ürperdim. İlk kez flörtüyle çıkan bir genç kız gibi heyecanlıydım.Gece yatakta dönüp durdum. Kendimi o sahne arkasında Kemal ile birlikte hayal ettim. Ne sahneler kurdum… İkimiz yalnızız… Öpüşüyoruz, koklaşıyoruz… Mini eteğimi kaldırıp külodumu aşağıya sıyırıyor, kadınlığımı yalıyor… Duvara yaslayıp, bacağımı kaldırıyor… Sırtım duvarda, bacaklarım beline dolanmış vaziyette ayakta gidip geliyor içimde… Askılardaki sahne giysilerini yere atıp yatak yapıyoruz kendimize, yerde bacaklarımı açıp içime giriyor, kıyasıya beceriyor beni… Offf….Ertesi gün cumartesiydi, veli  toplantısı vardı. Kahvaltıda eşime, kabul etmesinden korka korka,“Dün çok yoruldum, veli toplantısına babası olarak sen git bugün…” dedim. Yüzünü buruşturdu,“Benim bugün işim var, geç geleceğim, sen halledersin… Beni uğraştırma öğretmenle müdürle… Sen git, ben oğlanı annemlere bırakırım…” dedi ve çocuğu alarak çıktı.Gerçekten korkmuştum kabul edecek diye… Kemal’i görecektim bugün… Yine… Yalnız kalınca sevinçle, içim coşarak banyoya koştum. Kokulu şampuanlarla küvetin içinde kendimi dinlendirip zaten her zaman bakımlı olan bedenimin her yerinin temizliğini yaptım. Pırıl pırıl, kaymak gibi olmuştum.Güzelleşmek için aynanın karşısına geçtim, makyajımı yaptım. Düğüne gidermiş gibi en seksi iç çamaşırlarımı, mini etekli döpiyes elbisemi, yüksek topuklu ayakkabılarımı giyip okula gittim.  Çok fazla veli gelmemişti. Sınıfta toplandık.Kemal sınıftan içeriye girip bizi selamladı. Ön sırada beni görünce gözleri parladı gibi geldi bana… Çocukların minik sandalyesine oturunca mini etekli, parlak çorap giydiğim bacaklarım meydana çıkmıştı iyice… O tahtanın önünde velilerle konuşurken sık sık bana bakıyordu. Bana baktığı anlarda gözleriyle beni soyduğunu hissediyordum. Öyle ateşli bakıyordu ki,  gözlerimi kaçırmak zorunda kalıyor, sonra yeniden bakıyor, diğer velilerle konuşurken onun yakışıklı yüzünü seyrediyor, hayallere dalıyordum.Veli toplantısı bir saat falan sürdü. Herkes çıkmaya başladı. Sınıfın kapısında bir başka veli olan bayan arkadaşla sohbet ederken yanımıza geldi. İkimize birden hitap ediyordu,-“Bugün gerçekten sevindim geldiğiniz için, size teşekkür etmek istemiştim. Bir de sizden ayrıca bir fikir almak istedim.” Yanımdaki arkadaş,-“Tabi hocam, konu neydi?” diye sordu.-“Yeni bir daire kiraladım da… Sizin zevkiniz güzeldir. Fikirlerinize ihtiyacım var. Ne olur, müsaitseniz bir bakmanızı isteyecektim. Bir de sizin tanıdıklarınız vardır, eşya alacaktım oturma grubu,  perde gibi… Bayan olarak bana yardımcı olursanız sevinirim” dedi gözümün içine bakarak…-“Tabi hocam, ne demek… Size yardımcı olmak bizim görevimiz… Tanıdığım mobilyacı ve perdeci var. Beraber gider, sizi onlarla tanıştırırım, indirim de yaptırırız…” dedim.Biz iki bayan okuldan çıkıp Kemal öğretmenle beraber önce mobilyacıya gittik. Oturma grubu, yemek ve yatak odası beğendik. Benim beğendiğim ve gösterdiğim takımı almaya karar verdi hemen… Perdeciye gidip perdelerin desenini de beraber bakıp seçtik. Yalnız pencerelerin ölçülerini almamış Kemal, Böyle gezerken yanımızdaki bayan arkadaşa telefon geldi,-“Arkadaşlar, bana müsaade… Eşim gelecek, benim gitmem lazım…” diyerek yanımızdan aceleyle ayrıldı. Kemal üzülmüş görünüyordu,-“Hay allah, ben de size evimi göstermek istiyordum fikir vermeniz için… Üzüldüm şimdi…” dedi. Yüzüne baktım,-“Neden üzüldün Kemal, anlayamadım…” dedim.-“Ayla hanım gittiğine göre senin evine tek başına gelmeni teklif edemem, yakışık almaz. Ona üzüldüm.” Gülerek kolunu tuttum…-“Aman Kemal… Dert ettiğin şeye bakar mısın? Neler de düşünüyorsun böyle sen? Neden gelemezmişim, yabancı mıyız biz? Bunca zamandır okulda birlikteyiz. Bana yabancı muamelesi yapmana kırıldım şimdi… Aşk olsun…” dedim.Ölçüleri almak için perdeciden metre istedik. Arabasına binip evine doğru yola koyulduk. Koltukta ona doğru dönüp oturuyordum. Göz ucuyla bacaklarıma baktığını fark ettim. Işıklarda durduğunda bana dönerek konuşuyor, espriler yapıyor, sohbet ediyorduk. İçim kaynıyordu sevinçten…Eve geldik. Dairesine çıktık. Fazla büyük değildi fakat manzarası mükemmeldi. Balkona çıkardı beni, deniz görüyordu ev, imbat rüzgarı esiyor, fırıl fırıl insanı serinletiyordu. Bayılmıştım.Biz balkondayken siparişini verdiğimiz mobilyaların geldiğini gördük. Yarım saat içinde her şey taşınmış, gardrop, dolaplar, yatak monte edilmişti bile yerlerine… Ceketimi çıkardım, askılı bluzumla odaları dolaşıp pencerelerin perde ölçülerini almaya başladık biz de…Yatak odasını ölçerken hayli geniş yatağa baktım yan gözle… Örtüleri yoktu, yeni alınmış ikiz yatak ambalajıyla öylesine konuluvermişti bazanın üzerine… Yatağın yan tarafında duvara monte edilen gardrobun önünde boydan boya aynalı sürgü kapaklar vardı. Ölçüleri alırken bir yandan da aklım şeytanlığa çalışıyordu. Kemal bu geniş yatakta sevişirken o gardrop aynalarında kendini de görecekti. İçim bir hoş oldu. Ürperip kendime gelmeye çalıştım.Salona geçtik. Koltuk takımı öylesine konulmuştu. Yerini beğenmedim, değiştirmek için üçlü koltuğun bir kenarına asıldım, yerinden oynamadı. Kemal gelip yardım etti. Koltuğun ucunu düzeltmek için eğildim, duvara doğru iterken bluzumun yakasından görünen göğüs dekolteme baktığını fark ettim.İstifimi bozmadım, tam aksine, iyice görsün görülecek ne varsa diyerek yaptığım işi uzattım. Kendimi onunla iki sevgili olarak hayal ettim. Yaramazlığım üstümdeydi yine…  İşim bitince oturup şöyle bir baktık beraber, beğendik.-“Of, iş yapınca susadım ben Kemal…” dedim.-“Mutfakta her şey var Gül…” dedi. “Ne istersen vereyim…”-“Yok, hayır, bu evde kadın olarak ben varım, ben yaparım…” diyerek her anlama çekebileceği bir cümle kurup mutfağa geçtim.Eski oturduğu evin mutfak eşyalarını getirmiş, kullanmaya bile başlamıştı gerçekten… Birer neskafe yapmak için işe giriştim. Hiç ses çıkarmadan kenarda duruyor, beni izliyordu.-“Ne oldu Kemal bey? Sesiniz çıkmıyor, daldınız?” dedim-“Hiç… Senin gibi güzel bir bayanın elinden çoktandır bir şeyler içmemiştim… Hele bu bekar evimde, mutfağımda bana kahve yapman… Büyülendim…”  İltifatlara alışıktım ama onun ağzından duymak bir başka olmuştu.-“Şımartma beni lütfen…” diyebildim.-“Gerçek söylüyorum Gül…” dedi ve yanıma gelip omzuma elini attı. Çıplak tenimde elinin temasıyla irkildim. Az kalsın elimdeki fincanı düşürecektim. “Gerçekten yaptığın her şey için çok teşekkür ederim.”Bana kalsa ve biraz daha bu durum devam ederse hemen kucağına atlayacaktım. Gözlerimi kapadım bir an ve açılıp kapanan burun deliklerime o mis gibi erkek kokusunu çektim. Bu delirtici koku ve dalyan gibi erkeksi görünüşü, hemen yanıbaşımda duruşu, elinin teması beni azdırıyordu. Tüm kadınlık duyularımın ayaklandığını hissediyordum. Ama yapamadım. Onun yerine,-“Hadi içeriye gidelim, oturalım. Kahvelerimizi içerken ben biraz dinleneyim. Bu yüksek topuklar ayaklarımı ağrıttı. Uzun zamandır ayaktayım.” Diyebildim. İçeriye salona gittik. Yeni gelen koltuğa kendimi attım. Kahvemi yudumlamaya başladım. Ayaklarım gerçekten sızlıyordu.-“İstersen ayakkabılarını çıkar, rahat edersin, ayakların dinlenir…” dedi Kemal… Hemen ayağımdan çıkardım ayakkabıları, zavallı ayak parmaklarımı rahatlatmak için bacak bacak üzerine atıp eğildim, çorapların üzerinden masaj yapmaya çalıştım. Kemal gözlerini ayırmadan bana, ayaklarıma bakıyordu. Bacak bacak üstüne atınca eteğim sıyrılmıştı biraz, yine aldırmadım. Biraz sonra içeriye gitti, elinde bir plastik geniş kap ve suyla geldi. Kabı önüme koyup içini suyla doldurdu.-“Bu ne Kemal?” diye sordum merakla…-“İçeride tuzlu su yaptım. Ayaklarını sok, rahatlasın. Benim yüzümden oldu bunlar… Ayacıkların yoruldu.” dedi.-“Suya sokamam, ayağımda çoraplarım var.” Diye itiraz ettim. Arkasını döndü,-“Hadi çıkar lütfen… Bekliyorum”diyerek üsteledi. Eteğimi kaldırıp çorapları çıkardım ayağımdan… Şimdi bacaklarım bembeyaz meydandaydı. Ayağımı kabın içindeki suya soktum. Gerçekten iyi gelmişti. Suyun sesini duyunca döndü,-“Nasıl? Rahatladın mı?”-“Evet, çok iyi geldi doğrusu…”-“İstersen parmak uçlarına masaj yapabilirim. Çok iyi masaj yaparım…” diyerek sağ ayağımı eline alıverdi benden yanıt beklemeden, ıslak ayağımı dizlerine kaldırıp ayak parmaklarımı ovmaya, masaj yapmaya başladı. Sol ayağım yerde,  suyun içinde, sağ dizim havada, ayağım onun kucağındaydı. Külodumu gördüğünden emindim.-“Bu güzel, minik ayakları yorduğum için özür dilerim Gül…” dedi kısık bir sesle… Parmak uçlarımı çok güzel ovalayan uzun parmaklı güçlü elleri topuklarıma yönelmişti. Oradan baldırlarıma yükseldi. Öyle güzel geldi ki… Elimde olmadan dudaklarımın arasından “Ohhh…” diye bir inilti çıktı.-“Nasıl, güzel değil mi?” diye sordu yine… “Haydi, geriye yaslan, tadını çıkar…”Parmakları dizime çıkmıştı masaj yaparak… Gözleri bacaklarımda, baldırlarımda, desenlerini ezberlercesine altımdaki tanga külodumda geziniyordu parmakları tenimi okşarken… Öylesine kışkırtıcı bir vaziyetteydik ki… Pantolonunun önünün kabardığını görebiliyordum. Benim de ondan kalır yerim yoktu. Acaba ıslaklığımı da görüyor mudur diye geçti aklımdan… Dizimden yukarıya çıktı. Engel olmaya kalkmadım. O da bunu biliyordu. Zevk alıyordum. Boğuk, her zerremi titreten erkek sesiyle konuşmaya başladı,-“Çok güzelsin Gül… Seni gördüğüm andan beri değişik hisler besledim. Yanlış anlama ama, sana hayranım, seni çok beğeniyorum. Zaten yanlış anlamandan korktuğum için açılamadım sana bir türlü… Tam idealimdeki kadınsın sen…”Arkaya yaslanmıştım eli mini eteğimin altına girdiğinde, zevkten geberiyordum. Konuştuklarını duyunca doğruldum, ayağımı yere bastım. O da önümde oturduğu yerden doğruldu, dizlerinin üzerinde dururken, ben otururken yüz yüze, göz göze  geldik. İkimiz de susuyorduk. Gözlerimiz konuşuyordu ve beni ne kadar çok istediğini söylüyordu gözleri… İstekle, arzuyla bakıyordu bana o gözler…Yavaşça dudağıma bir öpücük kondurdu. Bir daha… Gözlerimi kapattım. Çok hoşuma gidiyordu dudaklarının teması… Sonra o temas iyice arttı, dudaklarımı vahşice öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Diliyle, dudaklarıyla okşuyordu, alt dudağımı emiyordu. Öpüşürken beni yana devirdi, koltuğa uzattı boylu boyunca…-“Bu anı öyle bekledim ki Gül…” diyordu ihtirasla… “Öyle çok hayalini kurdum ki bu anın… Hala inanamıyorum.” diyordu sürekli…Telaşlı elleriyle üzerimdeki bluzu çıkardı. Kasıklarıma kadar sıyrılan eteğimi de… Kalçalarımı kaldırarak yardımcı oldum daracık eteği çıkarmasına… Sütyenim de diğerlerinin yanına fırlatıldı. Meydana çıkan çıplaklığımı seyretti bir süre… Tanga külodum vardı sadece üzerimde… Bacaklarımı sımsıkı kapatmış, kadınlığımı sıkıyordum arzuyla… Eğilip külodumu da parçalarcasına çıkardı ayağımdan… Yeni ağdaladığım, kokuladığım kadınlığıma baktı yine…-“Ahhh… Harikasın…” diye inleyerek başını kasıklarıma gömdü. Dudaklarıyla, diliyle sömürmeye başladı amımı… Bir zevk çığlığı koparıp ellerimle başını kendime bastırdım.-“Ohhh… Kemal… Kemal…” diye inledim.Amımı yalıyor, dilini sokuyordu. Öyle güzel yaladı ki fazla dayanamadım, ilk orgazmımı yaşadım. Ben kasılırken o çıplak göğüslerimi avuçlayıp sıkıyor, zevkimi daha da arttırıyordu. Sakinleşince Kemal’i kendime çektim. Gömlek düğmelerini tek tek açarken çıplak göğsünü öpüyor, kokluyordum. Gömleği fırlatıp attım. Pantolonunu da… Baksırının önünden çıkmıştı aleti, sığmıyordu küloda…Onu da sıyırdım. Aletini serbest, erkeğimi çırılçıplak bıraktım. Sonra da taş gibi sertleşen aleti yalayıp yutmaya başladım. Dilimle yalıyor, baştan aşağıya kadar öpe öpe taşaklarına geliyordum. Tertemiz kokan taşaklarını dilimin ucuyla, dudaklarımla okşarken sevgili öğretmenim altımda kıvranıyordu zevkle… Eşime de yapıyordum bunları sevişirken ama nedense onun gözü dışarıdaydı.Kemal daha fazla dayanamadı ve kalktı. Beni koltuğa oturtup  bacaklarımı araladı. Az önce ağzımdan çıkan ıslak sikini amıma dayamaya başladığında canım yandı önce… Uzun süre ilişkiye girmediğim zamanlar hep böyle oluyordu. Bir de Kemal’in siki eşiminkinden uzun ve kalındı. Çığlığı bastım dayanamayarak… Kemal de anladı zor girdiğini-“Ohhh… Gül… Daracıkmış amın… Harika…” diye diye sokuyordu kalınlığını içime…Hepsini soktuğunda mutluluktan uçuyordum. Öyle güzel bir duyguydu ki bu… Sonunda amım iyice alıştı aletine…  Zaten seks yapmaya başlamadan önce sulanmaya başlamış olan kadınlığıma rahat rahat sokup çıkarmaya başladı.Kocamın sevişmelerine benzemiyordu bu genç aygırın sevişmesi… Bir süre misyonerde gidip geldikten sonra kaldırdı, kucağına oturtturdu. Ben oturup kalkmadan o alttan vurmaya başladı amıma… O pozisyondan bıkınca beni dört ayak yaptı, arkamdan girip çıkmaya başladı. Ben bağıra bağıra sürekli bir orgazm yaşıyordum ama o hala boşalmamıştı. Direk gibi sikini sokup çıkarıyor, beni zevkten öldürüyordu. Sonunda arkamda gidip gelirken hızlanmaya başladı.-“Ohhh… Gül… Gül…” diye haykırırken içime boşalıyordu.Sormamıştı bile, öyle kendini kaybetmişti zevkten… Ben de korunduğum için umursamadım. Sonuna kadar içime boşalmasını bekledim. Döller bacaklarımdan süzülürken aygır hala gidip geliyordu. Boşalmasına rağmen sertliğini kaybetmemişti siki… Ve canım yine istemeye başlamıştı. Ama dört ayak üstünde durup kalçalarıma vurdura vurdura sikmesi yormuştu beni…Dizlerim titremeye başlayınca kalktım. Elinden tutup banyonun yolunu tuttum. Kalkık siki önünde sallana sallana beni takip etti. Ucundaki kocaman şapkasıyla keser sapı gibi görünüyordu. Hem sevimli, hem korkunç bir canavar gibiydi bacaklarının arasındaki şey…Banyoya gittik. Suyun altında birbirimize sarıldık sımsıkı… Sonra köpüklü duş jellerini boca edip her yerimizi köpük içinde bıraktık. Kaygan kaygan yağlı güreş pehlivanları gibi sarılıyorduk çıplak bedenlerimizle… Köpüklü sikini okşadım iki avucumun arasında, sıvazladım. Taş gibiydi avuçlarımın içinde…-“Dur aşkım, hemen boşalmak istemiyorum…” dedi, elimden bıraktırdı güzel sikini… Banyo bataryasına eğip köpüklü sikiyle arka deliğimi okşamaya başladı.-“Hayır, istemiyorum…” diyerek elimle ittim arkamdan…-“Mutluluğu yaşamalısın…” diyerek parmağını soktu bu kez… Sikini de amıma gömdü… Amımda gidip gelirken parmakları da arka deliğime girip çıkıyordu. Öyle zevk alıyordum ki… Artık götten sikilmek umurumda değildi. Ve o da bunu anlayınca, amımdan çıkardığı kaygan sikini parmaklarıyla alıştırdığı minik deliğime dayadı.-“Gevşek bırak kendini aşkım… Emin ol hoşuna gidecek sonunda… İnan bana…” diye diye devam etti işine… Gerçekten bu kez zorlanmadan başı girdi göt deliğime, sonra da yavaş yavaş ilerlemeye başladı. Parmakları alıştırmıştı girişi ama kalın alet zorlamaya başlamıştı beni…-“Çıkar… Lütfen çıkar Kemal… Ne olursun…” diye yalvarıyordum.-“Birazcık sabret Gül… Lütfen… Kırma beni…” diyerek devam etti. Nefes almak için durakladığımız biir anda da sonuna kadar kökledi arkama koca yarağını…-“Çıkaarrr…” diye bağırmama rağmen aldırmadı.Bir an hareketsiz durdu bütün kalınlığıyla arkamda… Sonra hareket etmeye başladı. Yavaş yavaş çekiyor, ucuna gelmeden tekrar yavaş yavaş gömüyordu sikini… Bunu beş dakika boyunca yaptı. Öyle ki artık alışmıştım sokup çıkarmasına… Büzüğümün kaslarında, hücrelerimde onun sikinin giriş çıkışlarını hissediyordum ve zevk alıyordum artık… Üstüme eğilip köpüklü vücudumu okşayıp, memelerimi, uçlarını sıkarken ikimiz de orgazm olduk. İnleye inleye, dizlerim titreyerek boşaldık.Ilık suyun altında tekrar birbirimizi yıkadık, her yerimden süzülen döllerini temizledim, arındım. Yatak odasındaki çıplak yatağın üzerine çırılçıplak serildik. Yatağın naylonu sırtımda soğuk soğuk geliyordu. Bir süre o şekilde uzandık. Banyodan aldığı tek havlusuyla o beni, ben onu kuruladık, giyindik.-“Beni çok mutlu ettin Gül…” dedi dudaklarımı öperek… Gülümsedim, sarılıp ben de onu öptüm,-“Sen de beni mutlu ettin Kemal… Unutulmaz bir gün yaşattın bana…” dedim.O unutulmaz günün ardından bir çok gün daha yaşadık. Bir bahane uydurup buluşuyordum onunla… Öyle güzel doyuruyordu ki beni… Artık kocama seks için yalvarmama, kendimi tatmin etmeme gerek kalmamıştı. Bir gün evi boyamak istediğini söyledi Kemal laf arasında… Okul aşı nedeniyle tatildi ve o da boya yapacaktı. O gün oğlum da oyun oynamak için arkadaşının evine gittiğinden ben serbest kalmıştım. Evde yaptığım börekleri paketledim. Sevgilimin evine yollandım. Elinde boya fırçasıyla kapıyı açıp karşısında beni tulumla gördüğünde şaşırdı. Evde tek başınaydı, boyayı kendisi yapıyordu.-“Seni çok özledim” dedim içeriye girerken… “Bir haftadır sevişmiyorduk gerçekten… Börekleri açıp masanın üzerine koydum. “Sana yardıma geldim aşkım… Börek de getirdim, acıkmışsındır.” O börek yerken ben çırılçıplak soyundum. Şaşkınlıkla bana bakıyordu. Bense çırılçıplak bedenime yanımda getirdiğim paketten çıkardığım tişört ve tulumu giydim. Boyacı ustası gibi dikildim karşısına…-“Hayrola, çalışmaya gelmiş gibi bir halin var…” dedi.-“Dedim ya, sana yardıma geldim.” diyerek boya dökülen yerler silmeye başladım.O da yanıma geldi. Beraber yapmaya başladık. Şakalaşmalar, yüzlerimize boya sürmeler, öpüşmeler derken biz işi unutmuştuk bile… Kendimizi bir anda yerde bulduk. Boya lekelerini her yere bulaştıra bulaştıra yerde yuvarlanıyor, bir o üste çıkıyor, bir ben çıkıyordum… Deli gibi öpüşüyorduk.Tişörtümü sıyırıp memelerimi emmeye başladı. Tulumun askılarını çözdü, ayaklarımdan çekerek çıkardı. Altımda hiçbir şey yoktu ve ben yerde çırılçıplak yatıyordum. Yine amımı yalamaya başladı şapur şupur… Beni delirtiyordu bu çocuk…-“Seni çok özledim Gül…” dedi amımı yalarken…-“Ben de seni Kemal… Ohhhh… Seni… Dilini… Sikini… Her şeyini özledim senin…” diye kıvranıyordum altında… “Hadi sen de sikini ver bana, ben de seni yalayıp tadına bakayım aşkım… Ohhhh… Hadi….”Üstünde ne varsa çıkarıp attı o da… Sikini ağzıma verdi, yalamaya başladım. Dayanamaz hale gelince bacaklarımı aralayıp içime girdi. Öyle güzel sikiyordu ki, kısa sürede bulutların üstünde gezmeye başladım. Kıvranıyordum altında, kalçalarımı çalkalıyor, o vurdukça ben kendimi yukarıya atıyordum. Haykırıyordum bir yandan…-“Daha hızlı Kemal… Daha hızlı sik beni… Vur… Göm amıma… Sik beni… Ohhh… Çok güzel…”Yarım saat boyunca sikti beni… Her pozisyonda, odanın her yerinde… Sonunda sırtüstü yatarken amımdan çıkarıp göbeğime, memelerime attırmaya başladı. Yüzüme geliyordu spermleri, dilimle yalıyordum. Fıskiye gibi boşalıyordu üstüme… Son damlaları sikini ağzıma dayayıp yalattırdı bana… Her zaman olduğu gibi ben yalarken siki inmesine fırsat kalmadan tekrar sertleşmişti. Çevirip bir de arkamdan becerdi beni… Ne o doyuyordu, ne ben doymak biliyordum. Üç saat boyunca sikti beni her yerimi haşat etti… Deliler gibi seviştik…Boya işi yatmıştı tabi o gün… Banyomuzu yapıp giyindik. Kendimizi koltuğun üstüne attık yorgun argın… Başını bana çevirdi, elimi tuttu.-“Gülüm… Yarın annem buraya geliyor…” dedi. Yüzüne baktım. Tartmak ister gibi bakıyordu yüzüme… “Geçen hafta yoktum biliyorsun. Memlekete gittim birkaç gün ve nişanlandım. Yakında evleneceğim. Artık  sevişemeyeceğiz.” Şaşırdım, yüzüne bakıp kaldım. Üzgün bir sesle devam etti.-“Sana söyleyemedim bir türlü… Bugün söyleyecektim, ama sen adeta üstüme saldırınca yapamadım.” Tekrar yüzüme baktı. “Kızdın mı bana Gül?” Boynuna sarıldım,-“Neden kızayım Kemal?” dedim gülümseyerek, öptüm. “Sen nişanlıysan, ben de evliyim aşkım…  Bir macera yaşadık ikimiz de… Ve çok mutlu oldum kendi adıma… Biliyorum ki sen de mutlu oldun…”Kemal de sımsıkı sarıldı. Tekrar soydu beni… Bu kez son defa sevişecektik ve ilk seviştiğimiz koltuğun üstünde bacaklarımın arasında noktaladık yaşadığımız kaçamakları…Son olmasının bilinciyle… Tadını çıkara çıkara…Banyomuzu yapıp giyindik tekrar… Beni eve götürmek istedi. Islak saçlarla kol kola apartmandan çıktığımızda kapının önünde kocamın iş arkadaşı Sinan’la burun buruna geldik. Hayretle yüzüme bakıyordu. Islak saçlarımdan, yanımda koluma girmiş Kemal’in varlığından olayımızı anladı, bir şey söylemeden gülümseyerek geçti yanımdan…Kemal farkında değildi. O konuşarak yanımda yürürken başımı çevirip arkama baktım. Sinan da ileride sokağın köşesinde durmuş, bize bakıyordu. İçimden “Eyvah…” diye geçirdim. Önümüzdekigünlerde bambaşka şeyler yaşayacaktım.Bekleyip görelim bakalım…
Canli sikiş sohbeti yapmak için beni araya bilirsiniz. 00 353 515 737 08

Çapa escort
Çatalca escort
Etiler escort